“Kraliçe, monarşiyle yönetilmeyen Mong Ülkesi’ne nereden geldiği bilinmeyen bir simgeydi; ihtişamlı bir saray beklentisiyle katıldığı davette tacı olmadan dolaştı ve unvanın değil adının yankısının peşindeydi. Kendi ışığını takip edecek bir işaret beklerken, boş koridorlarda “neredeyim” diye adımlarını saydı.”

   Bu öykü, aidiyetin bir mekânla değil, içsel bir arayışla kurulabileceğini fısıldar; çünkü bazen unvanlar ve ritüeller, gerçek yere ait olma hissini sağlayamaz. Kraliçe’nin adım adım dolaştığı o salonlar, kimliğini bulmak için yürüdüğü içsel bir labirent gibiydi; “aidiyet” dediğimiz şey, en çok kendi varoluşuna dair soruların peşine takıldığımızda belirir.

The Mongs, sözcükler yerine renklerin konuştuğu, her biri içsel arayışını fısıldayan renk körü bireylerden oluşan sessiz bir ütopyadır. Aidiyetle yabancılık, özgürlükle bağlılık, yalnızlıkla kolektif uyum arasındaki gerilim, tatlı çatışmalar yaratarak her defasında yeni bir bakış açısı doğurur. Burada mutlak bir gerçek yoktur; her Mong, kendi filtresiyle hakikati yeniden inşa eder.

Koleksiyon: The Mongs

Yaratım Tarihi: 2021

Limit: 88 (Koleksiyon; Düzülke’nin yazarı Edward A. Abbott yaşam yılına ithafen 88 adet ile sınırlandırılmıştır.)

Kutu İçeriği;

Eser 50×70 cm Photo Paper – Matt 260gr

Beyza Demirci imzalı “Orjinallik Sertifikası”

Çerçeve tasarımı koleksiyonerin zevkine bırakılmak adına eser çerçevesiz gönderilmektedir.