“Tokki ile İkkot, Mong Ülkesi’nin mavi-turuncu zıt kutuplarıydı; her adımları bir çatışma, her bakışları bir uzlaşı denemesiydi. Tokki, gerçekliğin somut zeminine sadık kalarak her günü planlar; İkkot ise her anın bir masalın parçası olduğuna inanırdı. Tutkuları öyle yoğundu ki, gecenin karanlığında elleri birleştiğinde Mong diyarı bile titrerdi; bir yanda Tokki’nin ayak sesleri, diğer yanda İkkot’un yankılanan hayalleri, birbirine karışarak yeni bir ritim yaratırdı.” Bu çiftten yayılan o enerjik zıtlık, tam da ikisinin felsefesinde saklı: Görünene sıkı sıkıya bağlı kalmakla görünmeyeni kucaklamak arasındaki sonsuz gerilim. Bu tutkulu dans, modern toplumdaki kutuplaşmayı, gerçekçi pragmatizmle romantik ideallerin nasıl bir aşk hikâyesine dönüşebileceğini; bireysel özgürlük arayışının tutkulu bağlarla nasıl çarpıştığını, politikada da sert hatlı partizanlıkla hayalî ütopyalar arasındaki gerilimi anımsatır. Tokki’nin ayakları yere basarken, İkkot’un kalbi bulutlarda atar; bu ikili, Mong Ülkesi’ne “gerçeğin ve düşün birlikteliğinin en çılgın senfonisi”ni armağan eder. “Tokki ile İkkot” Kutu İçeriği; Eser 70×50 cm 270 gr. Mat Fotoğrafik Baskı Beyza Demirci imzalı “Orjinallik Sertifikası” ₺6.000,00
| Beyza Demirci, İstanbul merkezli bir sanatçı ve tasarımcıdır. Sanat ve Tasarım alanında yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra resim, heykel ve sınırlı edisyon baskılar üretmeye odaklanmıştır. 2020 yılında ortaya koyduğu “The Mongs” koleksiyonu, her biri kendi hikâyesine, ruh hâline ve felsefi bir zemine sahip karakterlerden oluşur. Günümüz insanının kırılganlıklarını zarif bir mizah ve sade bir estetikle temsil eden bu seri, sanatla düşünceyi buluşturan bir anlatı sunar. Her eser, izleyeni içine çeken görsel bir hikâye başlatır. Ayrıca Demirci, çalışmalarını sinirbilim uzmanı Prof. Dr. Sinan Canan ile nörobilim ve sanat ekseninde sürdürmektedir. |
